26 Temmuz 2008 Cumartesi

Evlere Devam...

Tavanın yüksekliği, iç bahçeye bakıyor oluşu bu salonu sevmeme yetti...
Doğayla içi içe uyumak bu olsa gerek...Hemde bu sıcak günlerde :)
Ferah ve herşeyin yerli yerinde olduğu keyifle yemek pişirilecek bir mutfak...Düzen takıntılı bana göre olmasını çok istediğim , iyi tasarlanmış bir giyim odası...



Bu giyim odasınında iç dizaynı iyi kurgulanmış...

Gecenin bir vakti interneti karıştırıp bir hayal ev daha kurdum, ben beyendim, umarım sizde beğenirsiniz.Adres- freshome.com

12 Temmuz 2008 Cumartesi

Serinlemek Lazım :)

Sıcaktan uyku tutmayınca sanal alemde serinleyim bari deyip havuzlu yerleri bir turladım ve seçtiklerim :)Sabah soğuk portakal suyumuzu yudumlayıp cuuup bu havuza atlıyoruz, serin serin kulaçları atıp kendimize geliyoruz:)

Öğlen dışardaki havuzdayız, gözlerden ırak güneşin keyfini çıkarıyoruz...
Bu da havuzun basamaklarından detay, zeytin ağacının dalları suya uzanmış, davetkar, çağırıyor...
Veranda hemen havuzun başında, masada bir sürahi dolusu buz gibi limonata beklemekte, ardından göz kapakların ağırlaşır, dalarsın tatlı bir öğle uykusuna, hayal bu yaa...

Gün batmakta, tatlı bir esinti güneşten yanmış teninizi okşamakta, şimdi havuz başı keyfi ve akşam sohbeti...Gece çöksede, yıldızlar göz kırpsada ev içiçedir suyla, heran ona varabileceğin duygusuyla, suyun büyülü sesiyle dalarsın uykuya, hayal bu ya... Beklerim, davetlimsiniz, belki sizde hala şehirdesiniz...

8 Temmuz 2008 Salı

Öylesine...

Bu resmi kuzenim çekip yollamış, Söke-Doğanbey'den, sanırım şu andaki ruh halime uyuyor, garip bir sakinlik ve boşvermişlik içindeyim, öylesine akıp gidiyorum, doğaçlama yaşıyorum, tıpkı bu otlar, yaban çiçekleri gibi rüzgarda bir o yana bir bu yana savrulup duruyorum. Herşey biter, bu da geçer, hayat dediğin nedirki eline aldığın bir avuç su , o da parmaklarının arasından hızla akıyor... Ben pek dönüp geçmişe bakmam, canımı acıtıyor çünkü, orda takılıp kalmaktan korkuyorum belki, en güzeli sürprizlerle, umutlarla dolu geleceğe bakmak ama bu anı atlamadan, bu satırları bana yazdıran evdeki sessizlik mi, radyoda çalan müzik mi bilmiyorum, yoksa suçlu bu temmuz sıcağımı, ya da yaşlanıyor olmakmı...