26 Eylül 2008 Cuma

Cicilerim

Yine çok ara verdim, 10 gün şehir dışındaydım, gerçi bu ara komşu kapısı yaptım Ankara'yı ama canım kadar sevdiğim bir yakınım hasta gidip geliyorum işte, uçakla zırt diye uçup, pırt diye iniveriyorum. Gidişlerimin birinde inişe yakındı korkunç bir sallantı oldu uçakta, dakikalarca süren sallantılar, göya ben yiğitliğe mok sürmem ama düşecek diye çok korktum ve anladım ki ölüm gelse hoşgeldin derim diyen ben, daha zamanı değil diye içimden çığlıklar attım, daha çok yapacağım işler vardı ve gitmek istemediğimi aniden anladım, iyi oldu yani, aklımı başıma getirdi. Ordan wok tava almıştım, benim aşçı çin yemeği yapıyorya hoşuna gider diye , el bagajımda onuda uçağa koyucam, güvenlikten geçerken durdurdular ve çantamı açmamı istediler, çünkü silah unsuru taşıyan bir şey varmış çantamda,inanamadım, benim tavanın sapı silah sayılıyormuş ve bagaja vermessem bırakmam gerektiğini söylediler, uçağı kaçırmaktansa tavayı feda ettik ama inadım inat bu seferki gelişimde bavulumu bagaja verip tavamı getirdim, ne ka zekiyim degilmi, İstanbul'da yok ya ben taa oralardan tava taşıyom, üstelik buharda sebze haşlamak için katlanır bir çelik sepet bilem aldım. Görende beni yemek yapmayı çok seven biri zanneder oysa benim için sağlıklı yapılması gereken bir görev gibidir, besleyici, sağlıklı ve dengeli öyle süsüyle püsüyle uğraşamam :)

Bu arada sokağımıza atom bombası atılmış gibi, yolları yapıyorlar, toz,pislik gırla tamda bayram üzeri , sokak sokak olalı böyle zulüm görmedi neyse bu gün bordürleri döşemeye başlıyorlar, göya kimse araba park edemiycek ama ben eminim 3 gün sonra kaldırıma çıkar park ederler çünkü otopark sorunu hat safhada, neyse artık kırmızı kırmızı bir sokağımız olacak :)

İngiltere'de yaşayan kardeşim dün geldi, garibim oruçlu, uçuşu 3,5 saat sürmüş, havaalanın dan yarım saatlık yolu 2,5 saatte geldi, iftar oldu biz öyle camlarda tünemiş bekliyoruz ama eve girdiğinde herşey unutuluverdi, evi, doğduğu, büyüdüğü evi ve her sene değişen bizler...
hepimize ayrı ayrı özenle hazırlanmış hediyeleri çıkardı, bunlar Şebnem'in eseriydi, o düşünürdü, bedenlerimizi, ayakkabı numaralarımızı, ihtiyaçlarımızı, sevdiğimiz şeyleri çok iyi bilirdi, o hiçbir zaman gelin olmadı o bizim kızımızdı ve yine bize bir sürü ciciler göndermişti herbiri yerini bulan...Beni en çok etkileyen 3 kızyeğenimin hemde üçününde doğumunda doğumhanede olduğum tam anlamıyla elime doğan bu üç dünyalar güzeli kızın artık büyümüş olduklarını anlamamdı, bana halam bunları sever diye büyük bir özenle makyaj çantası hazırlamışlar, tokalar, ojeler, kokular, rujlar, bakım ürünleri ne garip ruhumuz, kanımız, soyadımız aynıydı, senelerce birbirimizi göremesekte bağlar okadar güçlüydüki birbirimizi hissedebiliyorduk,umarım okursunuz hepinize çok teşekkür ediyorum, herbirine dokunduğumda çok mutlu oldum...

Vee ben Yunanistan'a gidemiyorum ama annemler bayramın 2. günü yolcu ve öyle inanılmaz bir sürpriz olduki Almanya'da ki kuzenim herşeyi ayarlamış Selanikten,Berlin'e uçup orada da 10 gün kalacaklar, babam adına çok sevindim, hayatı çalışmakla geçen bu adam 73 yaşında Avrupa'yı dolaşacak, hayat sürprizlerle dolu yeterki yürekten isteyin o vermesini öyle iyi biliyorki,tüm ayarlamaları sizin için yapıyor, iyi niyet,temiz niyet...

Mektubumu burda bitiriyorum, hepinize harika bir bayram dilerken, Munişcim seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum, sevgiyle, sağlıkla kalın, kendinizi bir şeye üzmeyin değmezzz....

8 Eylül 2008 Pazartesi

Başlık Bulamadım :)

Vallahi bloğumu çok özledim,dostlarımı, sohbetleri,tüm paylaştıklarımı ama gel görki bu ara jet hızıyla yaşamaya başladım, aşçının okul kaydı evrak topla, hadi ehliyetle ilgili yasalar değişiyormuş 2009 da, aşçıya A2 yetmezmiş gibi birde B alalım hadi evrak koştur, bu arada babam ben doğduğum toprakları görcem demezmi haydi annemle ona pasaport çıkar, Yunanistan vizesi için uğraş, otel ara, babacım tam 56 sene sonra doğduğu, büyüdüğü evi görecek, mahallesini, yaşayan komşularını, annem köklerinin geldiği Gümilcineyi, babam İskeçe'yi, halamda bu gruba dahil, hatta İngiltere'den bayrama gelecek kardeşimde gidiyor, benle küçük erkek kardeşim arkalarından bakıp durcaz , ben çocukluğumda babanemin anlattıklarıyla yetinicem artık.. Yani çok kıskandım:)

Tabii şimdi iki erkekim başımda , ne çamaşırım , ne ütüm, ne yemek derdim bitiyor koştur Sofi:)Fakat bu ara bir sürü kitap okudum, ben de elime aldımmı bırakamam, motor gibi okuyom, Boleyn Kızı, bu ara çok satanlar listesinde, sürükleyici, dil, uslup ve konu güzeldi, arkasından Kuran'ın Şifreleri, Hassas Ruhlar Terazisi ( beğenmedim ) meşhuuur Secret ve daha dün bitirdiğim ama hiç bitirmek istemediğim İzmir Büyücüleri, Yaa ben bu kitabı çok sevdim, kadın dünyasıydı , farklı bir zaman da yaşanmış insan öyküleriyle örülü, eline aldınmı bırakamayacağın bir kitap mmm beynimde leziz bir tat bıraktı...

Sonracıma, İsmekte kurs kayıtları başlamış tabiki ben neden eksik kalayım, ordada steple,hat'a yazılmayı düşünüyorum ki yıllardır hep Hat beni çekmiştir nedense, bir boyumun ölçüsünü alıyım. Bu arada şimdi de Murathan Mungan'ın Kadından Kentlerine başlıycam, artık arkasından ne gelir bilmem, ne ka hamaratım peh peh...

Sevgili Gızgardaşım, Munişim, Nur, Tütü, Mavianne, Melek,Çingene Kelebek, yorumları inanılmaz duygulanarak okudum, iyiki varsınız ve sizi çok seviyorum.