22 Haziran 2008 Pazar

Sessiz, Sıcak Bir Pazar Günü Yazısı

Yine arayı açmışım yazılarımda, aşçımın gidişi, yıllardır araçlarımızın durduğu otoparkın imara açılıp yıkılması, kardeşimin yardımıyla motoru kıta değiştirip, kardeşimin sitesine nakledişimiz sinirlerimi bayağı gerdi, çünkü oğlumdan başka kullanan yoktu ve o tarz motoru herkes kullanmıyordu ve güvenlik amacıyla bazı şeyleri sökmüştü, sağolsun sıkı bir croosçu olan, ülkemizi, Avrupa'yı motorla turlamış olan Orkun bey halletti bu sorunu, sarı boğamız şimdi emin ellerde aşçısının dönüşünü bekliyor...Ondan iyi haberler aldıkça mutlu oluyorum, Çin mutfağında çalışıyor ve nefis suşiler yapıyor, mesaisi bitincede, Osmanlı ve İtalyan mutfaklarında yardıma gidiyormuş kendini geliştirmek için, tek ortak derdimiz özlem :( Hep diyorum ya, o benim dostum, sevgilim, babam, abimdi, birbirimizi mutlu etmek en büyük çabamızdı, yavrum benim gelince seni tatile götürücem diyor, kıyamam onun parasına ama canı yürekten istediğini biliyorum, oysa onun yaşamla, kendi geleceği için yaptığı mücadele benim için en büyük ödül, adam gibi adamım benim seni çoook seviyorum....

Sonra birden bire sağlığımla ilgilenesim tuttu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı Kadın ve Aile Sağlığı Merkezi ücretsiz sağlık hizmeti veriyordu kadınlarımıza, bizede yakın, Nesime'yle gidip bir bakalım dedik, hani benim has komşum, yürüyüş arkadaşım, gittik, aslında ALO 153'ten randevu alınması gerekiyormuş ama kalabalık değildi kemik testine ve kalp damar sağlığı testine giriverdik, ortam temiz, nezih, aletler yepyeni ve dostça davranışlar ama benim sonuçlar pek iç açıcı değildi, bu yaşıma kadar hiç tahlil yaptırmayan , doktorlardan fellik fellik kaçan ben gerçeklerle yüzyüze kaldım, kemik değerlerim risk taşıyordu ve İstan bul'da 3 merkezde bulunan çok daha gelişmiş görüntüleme merkezine sevk oldum DXA çekimlerim yapıldı sonuç ostropoz başlangıcı, boyun, kuyruksokumu ve ayaktaki kemiklerde bayağı ilerlemiş, zaten yıllardır sırtım ağrır durudu, belirtileride sırt ve bel ağrılarıymış, hergün yarım saat güneş almam ve aksatmadan en az yarım saat yürümem, kalsiyum ağırlıklı beslenmem gerekiyor toparlamam için, annemde de ileri düzeyde kemik erimesi var ve raporlu, yıllık olarak alıyor ilaçlarını, demek o satmış bana bu hastalığı derken, kan değerlerimde babama küsmeme yol açtı ehh o da sağolsun trigliserid ve kolesterol değerlerini bana satmış, yani anlayacağınız almamam gereken ne kadar gen varsa hepsini kapmışım, babam, kalpten sabıkalı, 5 damarı değişmişti, annemde ostropozdan raporlu, hadi bide sen bak dediler tadına böylece ortak dertlerimiz çoğaldı.

Rahim ağzı kanseri, göğüs kanseri, psikoloji de vardı ama ben almadım bunlar bile fazla geldi, Nesime'cim bomba gibi, çok şükür onda bişey yok ama bak koruman lazım 3- 5 sene sonra benim gibi olursun deyip gaza getirdim yine her gün 5 km. yürüycez :) çünkü herikisininde üstesinden ilaç almadan gelmek istiyorum ve bu konuyu internetten araştırıp duruyorum, sizlerde benimle bilgilerinizi, deneyimlerinizi paylaşırsanız sevinirim :) Bu arada İst. Büyükşehir Belediyesinin kadınlara yönelik bu hizmetinden ötürüde teşekkür etmek isterim...
Aaa yazasım gelmiş, annemle balkonda güneş terapisi yapıyoruz, öylece oturuyoruz güneşin altında, halimize gülüyoruz sonrada bir kahve yapıp fal bakıyoruz, geçen akşamda geç bir vakit annem kızartıp yoğurtladığı acı biberleri kodu sofraya yiyo bende dayanamadım bir parça ekmek kapıp ortak oldum ve baktım ona benden sadece 17 yaş büyük olan bu kadına ve ne gariptirki biz sadece anne kız olmadık hep komşuydukta, doğduğum evde evlendim çıktım, 1 sene sonra onlara kiracı geldik, bir kaç yıl sonra kendi evimizi aldık bir sokak üstte, sonra boşandım, yine aynı eve geldim, altlı üstlü, analı kızlı pek bir komşuyuzdur anlayacağınız, gecelikle, kahvaltıya çıkabilirsiniz, misafir geldiğinde hangimize isterse girer, pişirdiklerimizi taşır dururuz, yani çok hayırlı evladımdır bir türlü ayrılamıyorum yanlarından, hoş bir şikayetleri yok bu durumdan ama komik geliyor bana ne biliyim, dün çarşıya çıktık bunlar taşıyamıyorlar hadi yüklen Sofi, banyodasın yukardan bağırırlar, gelseneee, yapışık dinazorlara döndük anlayacağınız. Neyse Allah eksikliklerini göstermesin bu bana çok ağır gelir biliyorum, ev susar, bende ona küserim, babamın merdivenlerde ben geldim ıslığı susarsa, annemin kahve yaptım gel diye çağırması susarsa zoor, yaşarken kıymet bilmek gerekiyor ve ben bu iki muhabbet kuşumu hiç kaybetmek istemiyorum... Sevgiyle kalın, sağlıcakla kalın ve hep çocuk kalın, anamızı babamızı kaybedersek kimin cocuğu olacağız ki :)

10 yorum:

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili Sofi,
Verdiğin bilgiler çok ilgimi çekti.
Gerçi Göztepe polikinliğinle kardeş gibi oldum ama 153'ü arayıp bende randevü alacam. Anlattığına göre kolaymış.
Sağlığın için üzüldüm, çok geçmiş olsun. Aman dikkat et, doktorlardan kaçmakla olmuyor bazı şeyler. Kollestrol, triglarisit bende de var ve devamlı ilaç almaktayım.
Annen ve babanla olan bağın daim olsun,Allah eksikliklerini uzun süre daha göstermesin inşallah.
Öyle güzel anlatmışsın ki okumak bile bana çok güzel geldi.
Ahçın, kanatları kuvetlenen kuşlar gibi uçacak bir oraya bir buraya tabiki. Yakında özlem gidermenizi muhabbetle, sevgiyle kalmanızı dilerim.

sofi dedi ki...

Sevgili NUR, her semtte var hemen hemen ve merkezi yerdeler,
Beşiktaş'takine gittim ben, kemik içinde Üsküdar, Pazarbaşı durağının karşısındaki görüntüleme merkezine sevk ettiler, Bağlarbaşı oluyormuş orası, Ümraniye, kısıklı birsürü yerde var sadece teşhis ediyorlar tedavi yok ama yönlendiriyorlar, 153 ara hemen 2'ye bas bir şekilde düşürüyorsun. Sanada geçmiş olsun, yağ değerlerim yüksek benimde ve HDL'de düşük, iyi bir tablo değil, bir dahiliyeciye gitmemi salık verdiler, bakcaz artık, illa yaşamak değilde, hiç olmazsa kaliteli yaşamak, bilinçli, sağlıklı, elimden geldiğince dikkat edicem artık.
Biliyomusun Nur, annenle ilgili yazdıklarını okudum ve çok duygulandım, benim ailemde aynı dönemlerde trenle İskeçe'den gelmiş, bizde Yunanistan göçmeniyiz, onlarda kötü deneyimler yaşamışlar, yokluk, sıfırdan bir yaşam kurma mücadelesi ve vatanına uyum sağlama süreci, o yüzden annenin yaşamı beni çok etkiledi, mekanı cennet olsun...

oğlum, evet palazlanıp yuvadan uçuveriyolar, sende seyredip kıvanç duyuyorsun, dua ediyosun, seviliyorlar işte canımızın parçaları. Kendine iyi bak, Allah'a emanet ol, sevgilerle...

Moonish (moonsun) dedi ki...

Canim Sofim ne olur dikkat et kendine, ama eminim tedavisi var yani baslangiciysa en azindan ilerlemesini durdurabilirsin... Canim Sofim ne olur sagligina dikkat et ve doktorun onerilerini uygula... Seni seviyorum canim Sfoim ne olur kendine dikkat et :)

sofi dedi ki...

Moonsunım, canım benim sıcacık mesajın içimi ısıttı, kalbim ve kemiklerim için bol bol fiziksel aktivite, birsene kalsiyum tedavisi ve sağlıklı, yağsız bir beslenme, yinede iyi bir dönemde farkına varmışım, kontrol altına almaya çalışıcam, ooo daha egede bahçeli ev alıcam, oğlum beni tatile götürecek, torunlarımı görcem, seninde anne olduğunu görcem, yani anlayacağın teslim olmak yok öyle...Bende seni seviyorum, sende Allah'a emanet ol, her işin rast gitsin, kendiciğine dikkat et...

Admin dedi ki...

SEVGILI SOFI,
HIC UZME KENDINI TATLIM, BU 40 YASINI GECEN INSANLARN HEPSINDE VAR. ANCAK VEJETERYAN YASAMAMIZ LAZIM BUNLARIN ONUNE GECMEK ICIN. AYNI DERTLER BENDE DE VAR, SONUNDA KOLESTEROL ILACINI HER GUN ALMAK ZORUNDA KALDIM, ZARARLI BIR ILAC OLDUGUNU BILE BILE.
BOL BOL SPOR, YURUYUS, HAYVANSAL GIDALAR KESILECEK, DIGER BITKISEL YAGLARDAN DA COK AZ TUKETILECEK.
GERISINI GELINCE KONUSURUZ BOL BOL.
ALLAH SEVDIKLERINLE BERABER SAGLIKLI, MUTLU UZUN BIR OMUR VERSIN CANIM.
SEVGILER...

fortuna dedi ki...

soficim kontrole gittiğine iyi etmişsin.ben otuz yaşımdan itibaren bu kontrolleri yaptırıyorum.ailemde genetik hastalıklar fazla.kolesterolüm 387 ilaçla sınıra düşürüyorum sonra tekrar çıkıyor doktor genetik olduğunu söyledi.hipotiroid olduğum için kemik yoğunluğu ölçümümü de her yıl yaptırıyorum.esasen kemik yoğunluğu ölçümünün yapılması için menopozu beklemeye gerek olmadığını tüm kız çocuğu olan annelerin bu kontrolü küçük yaşlardan itibaren çocuklarına yaptırması sonucuna göre beslenme prog.uyg.gerektiğini öğrendim.yürüyüş çok iyi soficim.
ailenle birbirinize yakın oturmanızsa büyük şans.annenle muhabbetinizi okuyunca duygulandım.özellikle kahve muhabbetinizi.çünkü anneciğimin hayattayken en sevdiği şey, sigara kullanmadığı halde sadece kahve yanında bir sigara içmek, sonra kapatıp fal baktırmaktı.anne babanın ömürleri uzun olsun,hiç ayrılmayın birbirinizden inşallah..sevgiler.

sofi dedi ki...

Sevgili Hatice, çok sevimsiz bir durum ve çevreme bakınca bende gördüm ki yalnız değilim hep yanlış beslenme ve durağan yaşam, genler böyle tablolar yaratıyor, senin içinde üzüldüm, artık daha dikkatli olucam, seninde benimde iki kuşumuz var daha onların iyi günlerini görücez yağma yok, semizotu, maydanoz, ceviz yiyorum, bol su içip yürüyorum.Az kaldı gelmene sadece 14 gün, severek okuduğun,garip bir şekilde kendine yakın hissettiğin bir kitabın yazarıyla tanışmak gibi, onun ete kemiğe bürünmüş halini görmek, heyecan verici biliyormusun. Sende sağlıcakla kal, her işin su gibi aksın, iyilikler hep senle olsun...

sofi dedi ki...

Sevgili Fortuna,seninde kolestrolün yüksek, resimlerde inceciksin, demekki bu kiloylada ilgili değil, artık dikkat edip yenmeye yada ilerlemesini en azından durdurmaya çalışıcam, sağlık en önemli şey, yaşam kaliten düşüyor ama dün tv.de Dr. Mehmet Öz vardı dediği bir şey dikkatimi çekti, hayata sımsıkı bağlı olmak ve mutlaka hayatta amaçlarımızın ve hedeflerimizin olması, yani inanç çok önemli, enerjimizi hep yüksek tutmak zorundayız, zaten gülmeyi seven bir insandım dahada gülümseyerek bakacaz hayata. Ailemle ilgili söylediklerin beni de duygulandırdı, senelece çalıştığım için aynı çatı altında olsamda çok göremiyordum ama artık daha yakınız ve onları inceliyorum, onların birbirine olan sevgileri benide ısıtıyor bir gün bu sevgiyide yazıcam ve annemle her kahve içişimde annenide anıcam, Sevgiyle, sağlıkla kal...

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

sofi'cim yine çok güzel yazmışsın ailenle ilgili yazdığın her kelimeye tüm kalbimle katılıyorum.

Bir takım rahatsızlık verici konulara gelince; bunlar artık herkes te olmazsa olmazlar diyebilirim. Dikkat edersen kendine kafaya takılacak şeyler değil. yüksek kolestrol için greyfurtu portakal gibi yemeni önerebilirim. Çünkü annem de bir dönem çok sorun yaşadı. Ancak greyfurttan sonra tahlil sonuçlarına doktor bile şaşırdı. Ancak greyfurt bazı ilaçların etkisini kesebiliyor bu nedenle kendi durumunu değerlendirmeni öneririm.

Modern hayat kimseye yaramıyor, köye yerleşelim demeye başladım ben :)

sofi dedi ki...

Yoncacım, ben köye yerleşmeye çoktan hazırım ama bir köyüm bile yok acil edinmem gerekiyor:)Greyfurtu söylemen çok iyi oldu sağol canım benim, ilaç almıyorum, kolay kolayda almam, otçul bir kadın oldum, maydanoz suyu içiyorum buna greyfurtuda ekliycem, annene sevgilerimi ilet ve sende uzun yıllar o tatlı ailenle birlikte yaşa, Allah eksikliklerini göstermesin.Kucak dolusu sevgiler gönderiyorum...