Cumartesi akşamı aşçıyla anlaştık,yarın atlayalım bizim boğaya Sapanca'ya kahvaltıya gidelim dedik.Akşamdanda internetten araştırdık nereleri var diye birkaç isim not edip sabah 9 biz yollara düştük.Tem'den 1,5 saatte Sapanca gişelerindeydik,Sapanca'yı şöyle bir turlayıp yönümüzü Kırkpınar'a çevirdik.Kırkpınar daha sakin bir yerleşim,yeşillikler içinde ve kahvaltı sunan bir çok bahçe var.Listemde olan Evce'ye bir bakalım dedim.Burası bir çiftlik kahvaltı veriyor ama bu bir piknik havasında gün boyu oturabilirsiniz.Ayrıca içindeki tesiste tamamen doğal, reçeller,salata sosları ve çeşitli sirkelerde üretip satıyor.
Kahvaltı kişi başı fix bir fiyat bana çok abartı geldi,zaten en fazla 1 saat oturabilirdik.
Kırkpınar'da dolaşırken gözüme çarpan bir yer vardı oraya yönelirken dükkan kısmınıda fotoğrafladık.
Veee karşınızda Çiftlik Restaurant,bir aile işletmesi,fiyatlar makul,ortam sıcak,heryer yemyeşil.Kahvaltı ister yer sofrasında,ister masada tercih sizin,hamaklara uzanın,havuzdaki alabalıkları seyredin ama illede çerkez kahvaltısını bir deneyin.
Ben yer sofrasını tercih ettim,kocaman minderlere bağdaş kurup yemeyi özlemişim.Sıra geldi mönüye,muhteşem,tertemiz ve nefis.Çerkezlerin meşhur acukası,kiremitte çerkez peyniri,yine kiremitte sucuklu yumurta ve peynirli mantar,söğüş tabağı,zeytin,beyaz peynir,mürdüm,çilek ve incir reçeli.Bana değişik bir lezzet gelen dereotunla harmanlanmış tereyağ,ve bitmedi kocaman puf börekleri,patatesli,bol karabiberli yanındada sıcacık çayınız.
Buda bana İstanbul'un trafiğini düşünüp saçımı başımı yolduran bir kare:)
Bunlarda alabalıklarımız,oda kiremitte kaşarlı nefis olur ama başka sefere!
Kırkpınar'da dolaşırken gözüme çarpan bir yer vardı oraya yönelirken dükkan kısmınıda fotoğrafladık.
Veee karşınızda Çiftlik Restaurant,bir aile işletmesi,fiyatlar makul,ortam sıcak,heryer yemyeşil.Kahvaltı ister yer sofrasında,ister masada tercih sizin,hamaklara uzanın,havuzdaki alabalıkları seyredin ama illede çerkez kahvaltısını bir deneyin.
Ben yer sofrasını tercih ettim,kocaman minderlere bağdaş kurup yemeyi özlemişim.Sıra geldi mönüye,muhteşem,tertemiz ve nefis.Çerkezlerin meşhur acukası,kiremitte çerkez peyniri,yine kiremitte sucuklu yumurta ve peynirli mantar,söğüş tabağı,zeytin,beyaz peynir,mürdüm,çilek ve incir reçeli.Bana değişik bir lezzet gelen dereotunla harmanlanmış tereyağ,ve bitmedi kocaman puf börekleri,patatesli,bol karabiberli yanındada sıcacık çayınız.
Buda bana İstanbul'un trafiğini düşünüp saçımı başımı yolduran bir kare:)
Bunlarda alabalıklarımız,oda kiremitte kaşarlı nefis olur ama başka sefere!
Kahvaltıdan sonra aldığımız enerjiyle Maşukiye'ye çıktık,hava inanılmaz temiz,ciğerlerimiz bayram etti.Bu kare de Maşukiye'den Sapanca'nın görünüşü.Akşamüzeri yeniden yola koyulduk,benim oğlan 180 bastıkça kaskla birlikte kafamda çıt diye kırılıp uçacak sandımsada sağ salim İstanbul'a vardık hatta Çamlıca'ya kardeşime uğradık,buraya kadar gelmişken çocukken babanemle geldiğimKısıklı'daki Selamidede yatırına da uğrayıp dua ettim.Eve geldiğimde ne kadar yorulduğumuzu ama oğlumla paylaştığım her ana değeceğini düşünerek kocaman bir gülümseme yüzüme yayılmış bir halde 9 gibi uyuyup kalmışım.
1 yorum:
güzel bir gün geçirmişsiniz belli :)
Yorum Gönder