7 Aralık 2007 Cuma

Anılarda Kalan

Dün Ekmekçikız, Cincibir gazozundan bahsediyordu yazısında, beni çocukluğuma götürdü yazı, sonra bende sormak istedim, yukardaki güğüm size birşeyler hatırlatıyormu diye?

69' da ilkokula başladım, o zamanlar okullar tamgün, mavi, yakalarında sutaşı işlenmiş jile, içine bebe yaka beyaz gömlek giyiyoruz, okulumun bahçesi kocaman, üstelik boğaza bakıyor.Öğlenler i1 saat yemek paydosu, anneler sefertaslarına koydukları yemekleri getiriyorlar çocuklarına, yemekhanede uzun bir saçtan yapılmış tezgah var orda ısıtıyorlar yemekleri, yemek saati koşuyoruz yemekhaneye, uzun masalar, çelik su bardakları, sürahiler, ısınmış yemeklerden gelen envai çeşit kokular, herkes annesiyle oturur, anneler diğer velilerle sohbete dalmışken çocuklarda neşeyle yemeklerini yerdi.

Güğüme gelelim, sabah ilk teneffüs beslenme saatiydi, herkes hevesle sırasını beklerdi, numara sırasına göre bir öğrenci hemen yemekhaneye gider bir güğüm kapar gelir, çocuklar o arada sıralarına peçetelerini serer, kupalarını hazırlar beklerlerdi Amerikan yardımı süt tozundan yapılmış sütlerini, güğümü getiren anaç bir tavırla 30 kişinin kupasını doldururdu, sütü hiç sevmeyen ben büyük keyifle içerdim.Çok nadir ayranda olabilirdi güğümün içinde, sonraları çok faydalı diye soya çorbası da çıkıverdi güğümden, bilmem hatırlayanınız varmı?Zambo sakızlarını,Golden çukulatalarını,Şebnem kağıttan bebekleri, bakkalların gaz sattığını...

Her yaz Almanya'dan uçakla halam gelirdi, anladığım kadarıyla çok güzel memleketti , getirdiklerine bakılırsa ama insanların yürürken ayakları batmıyormuydu bulutlara, ya evler nasıl duruyordu bulutların üstünde çocuk aklım bir tek bunu çözemiyordu, gülerler diye soramıyordu da...

8 yorum:

Sem dedi ki...

Sevgili Sofi, sayende anılarımda küçük bir yolculuğa daha çıktım :))) Zambo cikletini bu sene Olympos dönüşü alışveriş yaptığımız benzin istasyonunda görüp aldığımda dünyalar benim olmuştu. Yeni üretimdi, ambalajı biraz daha parlaktı ama olsun ben gene de çok mutlu olmuştum. Yolun İstanbul'a kadar olan kısmını zambolarımızı çiğneyerek, küçük küçük balonlar yaparak dönmüştük:)))

Sevgiler

Moonish (moonsun) dedi ki...

Golden cikolatalari, sebnem bebekleri, bir de tipitip sakizlarini hatirliyorum... Ne kadar da zaman gecmis aslinda simdi bu yazini okuyunca farkettim sevgili Sofi... Ilk okula bile gitmiyordum ama hala bazi seyler hatirimda :)) Simdi bunca gecen zamana mi yanayim, yoksa bu ufacik tefecik seylerin artik olmayisina mi :))

Admin dedi ki...

Merhaba Soficim,
Ne guzel gulumsettin yuzleri yine.
Ayni yllarda okula baslamisiz, sutten ve ayrandan bende nasibimi almistim, icine atmak icin evden kakao goturdugumu hatirliyorum, Zambo nun adini sen soyleyince hatirladim, uzerinde arapkizi resmi olani hani:))
sebnemlerle az oynamadik hatta kendimizde elbise cizip boyayip yanlarindanda brit birakarak kesip giydirirdik.Bakkaldan gaz aldigimida animsiyoum, hatta butun bakkallara girince burnuna once gaz kokusu gelirdi insanin.
Almanya dan gelen yakinlarim bana da gazli kalem benzerleri bir seyler getirirdi ve ben bayilirdim onlara, ey gidi gunler ey. Doyum vardi, kanaatkar olmak vardi, her sey baska bir anlamliydi, yoksa banami oyle geliyor.
Seni cok optum canim, iyi haftasonlari...

sofi dedi ki...

Sevgili Sem, artist resimleri çıkardı, onları saklar, hatta defter tutup yapıştırdığımı bile hatırlıyorum, şimdiki çocuklar güler bize herhalde, ben Hülya Koçyiğit'ciydim.Sevgiler...

sofi dedi ki...

Moonsun'cım, şebnemlerle ilgili bir anımı aklıma getirdin bak onuda yazıcam, yaptığıma hala inanamam.Kocaman öptüüm.

sofi dedi ki...

Dantelcim, ne güzel günlerdi değilmi, mutluyduk, masumduk, sanki kötülükler yoktu, güven içinde, umut doluyduk.Almanya'yı bulutların üstünde bir ülke sanmama hala gülerim, halam hep uçakla bulutların arasından çıkıp geliyor ya, 3 yaşımdaki aklımla böyle düşünmüşüm.Kocamaaan sevgiler...

Asortik Krep dedi ki...

Cincibir'i ikinciye senden duydum :))

Uzun zamandır okuyamadım blogları, seni özlediğimi farkedip sırayı bozarak geldim :))
İyi ki gelmişim..

sofi dedi ki...

Sevgili Asortikcim, hoşgeldin, iyiki geldin, ben seni hergün okuyup mutlu oluyorum, seyahatlerin, sosyal aktivitelerin, dostların, dolu dolu bir yaşam, moral oluyosun be!( tam göçmen gibi konuştum bak )