Cuma günü yürüyüşe Yıldız Parkına gittik, Dolmabahçe yada Kuruçeşme istikametine yürümekte zevkli fakat trafiğin gürültüsü ve eksoz keyfini kaçırıyor insanın ama burası doğayla içi içe, oksijen bol ve yürümek keyifli, doğa kıpır kıpırdı.Malta Köşkünün bahçesinde bir çay içtik, Beltur'un işlettiği bu yerde fiyatlar makul ve manzara nefis.
Büyükşehir Belediyesine ait serayada daldım, tenha olduğundan birşey demediler ve bende gelen baharı müjdelemek istedim çiçeklerle...
Burası çiçeklerin yetiştirildiği sera, envai çeşit var içerde, sıcak ve nemli bir ortamda yan yana pek mutlulardı...
Bunlarda buket olmayı bekleyen laleler, tezgahta yolculuğa çıkmayı bekliyorlar...
Toprak uyanmış, sarı sarı papatyalar başını kaldırıvermiş...
Çiçek böcek derken ordan çıkıp Beşiktaş Kadıköy iskelesinin yanındaki eski Kaymakamlık binasının arkası müze olmuştu birde orayı görelim dedik.İsmi Depo-Müze, Dolmabahçe Sarayında depolarda yıllardır bekleyen sarayın gündelik eşyaları hayat bulmuş burda, mutfak eşyaları, sobalar, sandıklar, koltuklar, kişisel eşyalar gün ışığına çıkıvermiş, yolunuz düşerse bir uğrayın, Dolmabahçe Sarayının aşevi olarak kullanılan bu mekanı farklı bir tad bırakıyor.
1 ay önce
6 yorum:
Ne guzel Sofim, fotograflar, cicekler cok cok guzel :)) Sen her gun yeni yeni yerler kesfet hep boyle Sofim, belki kesif degil ama yeni bir gozle bakmak galiba hayata:))
Evet Sofi'cim, bahar kesinlikle havada ve doğada. Geçen Pazartesi işe gelirken yol kenarında gördüğüm papatyalar müjdelemişti bana da baharı. Gözlerime inanamamıştım, karın hemen sonrası görmeme. Dünyamızda neler olursa olsun, doğanın o inanılmaz çarkı dönüyor, bizi de alıyor sevinci böyle renklerin toprak anamızdan filizlendiğini, çiçeklendiğini görünce. Sevgiler
Sevgili Sofi,
İşinden ayrılmak sana çok yaramış....Her yeri dolaşıyorsun, bizler de seni okuyarak dolaşmış gezmiş kadar oluyoruz. Fotograflar da çok güzel. O depo-müze'yi görmek gerek aslında. Kimbilir akla gelmeyen ne enteresan parçalar vardır.
Bir gün kendimize tatil ilan edip, buraları gezmeli, sevgiler.
YURDUMA BAHAR GELMIS MI NE,
BIRAZDA BU HORMONLARDAN DOLAYI BOYLE BU CICEKLER HEMEN ACIP BIZI KANDIRIYOR, BURALAR HALA KAR VE YAGMUR DOLU, CICEKLER SATILMAYA BURADA DA BASLADI AMA ALIP DIKEN HENUZ YOK, HEPSI DONAR VALLAHI)))
CANIM BENIM DANTELCI NIKIM ADMIN OLARAK DEGISTI,IKINCI BIR INGILIZCE SITE ACIYORUM, BURADAKI TURKCE BILMEYEN ARKADASLARIN ISTEGI UZERINE.
COK OPTUM SEVGILERIMLE...
Moonsuncım, gerçekten keşif, şehir bir devinim halinde ve sürprizlerle dolu, gece gündüz canlı kıpır kıpır, bende kendi çevremdekileri yakalayıp mutlu oluyorum yada kaçırdıklarımı yakalıyorum:) Kucak dolusu sevgiler...
SEM, bahar, doğanın uyanışı, havadaki o ılık nefes insana yaşam sevinci veriyor, Yıdız Parkında yürüdüğümden bir süredir bunu izliyorum evet çark bize aldırmadan o evrensel saate uyarak işliyor, aslında bizde içindeyiz bu programın onuda hatırlatıp duruyor. Kocaman sevgiler...
Degreecim, depo-müze'yi görmeni isterim, öyle doğru birşey yapmışlar ki o anlamda da bunu kim düşündüyse içimden kutladım, çünkü, çürümekten, yok olmaktan, kırılıp çalınmaktan kurtarılmış bir hazine yatıyor orda. Yediğim içtiğim benim, gezdiklerim sizin, sevgiyle kal...
Haticecim, yorumu okuyunca zaten senin sesini duymuştum, bu Hatice dedim, ne entersan sözcükler, seslere ve kişiliklere dönüşüyor, tanıyıveriyorsun. Gızgardaşım burası bahar te o kaa, oraları bilmem ama güneş erken gösterdi yüzünü, küresel ısınma lafına gıcık olsamda acaba demekteyim, neyse doğa işini bilir ama senin hayatın hep bahar tazeliğinde olsun, seramiklerine yansısın bizde eserlerini görelim, Kocaman sevgiler...
yine güzel güzel gezmişsin :)
Yorum Gönder