27 Kasım 2007 Salı

Bitiş

Birkaç gündür yazamıyordum, canım sıkkındı.Cuma akşamı tamam dedim bitti, bu sözcük benim için çok önemlidir, ağzımdan nadir çıkar ama dönüşü yoktur, karar verilmiştir.Bitti, hem rahatlatıcı, hemde belirsizliğe yol açan bir sözcük, bir kavşak, her yöne açılmaya müsait, yeni kararlar içeren, yeni seçimlere yol açan...Bir yolun bitip, diğer bir yolun başlangıcı, karışık duygular, rahatlama, yeni seçenekler oluşturma, yeni karalar alma, biraz endişe, üzerine bolca umut bir kavşakta soluklanmaktır bitiş, sonra yeniden harekete geçersin...Ben artık soluk almak istediğimi farkettim, artık tıkanmıştım ve cumartesi işten ayrılmak istediğimi söyleyiverdim, aslında hemen aysonu bırakmak istiyordum ama yıl sonuna kaydı, anlayacağınız şafak sayıyorum.Sabah 7'de çıkıp, 9'larda evde olmaktan ve bunu haftanın 6 günü yaşamaktan, yaşamımın 3 kutuya girip çıkmaktan ibaret kısır döngüsünden bıkmıştım.Ev birinci kutu, otobüs ikinci kutu, iş üçüncü kutu...Aldığım parayı harcamaya bile zamanım yok, kendime uzun zamandır birşey alamıyorum, zaten gerekte yok sosyal bir yaşamın olmayınca, fatura ödeyip, evin, çocukların ihtiyaçlarını karşılıyorum sadece, kendim için , kendimi şımartmak, ödüllendirmek adına hiç bir şey yapmıyorum.Yaklaşık 15 senedir bu tempoda çalışıyorum, buda bitti dediğim evliliğimin bedeliydi, her karar bir bedel ödemektir.

Şimdi hayal kuruyorum, sıcacık, tertemiz evimde, kendime okkalı bir kahve yapıp, birde sigaramı tüttürüp cam kenarında koşturan insanlara bakmak, yürüyüşlere çıkmak, dostlarıma uğramak, güzel yemekler pişirmek, tığımı elime alıp birşeyler örmek, en önemlisi telaşsız geniş zamanlarda yaşamak istiyorum, sessizlik, huzur, sakin bir yaşam.Gittiği yere kadar, sıkıştığımda ister istemez yine ekonomik kaygılar yüzünden çalışmaya dönmem gerekebilir ama artık benim soluklanmaya ihtiyacım vardı, çıkacak cana bu kadar cefa yeter dedim ve bitti...



Yine Cumartesi, konuşmadan sonra yerime dönüp blogları okumaya başladım, bir bitiş haberi daha, bu yaşamdaki son bitiş noktası, Esra, Büyüleyen Mutfak Kokusu, inanamadım, okudum, içim ürperdi, son yazısı, bilebilirmiydikki son yazısı olduğunu, ya biz okurken, ya da o yazarken, o sayfa bir daha açılmayacak.Taziye defterindeki tüm dostları, anladımki biz bir bütünün parçalarıyız, fiziken tanışmak hiç önemli değil, böyle tanışıklıklarımızda paylaşamadıklarımızı burda paylaşıyoruz, iç dünyalarımızı, işimizi, ev halimizi, mutluluklarımızı, hayallerimizi, bilgiyi, yeteneklerimizi, kısaca elimizden ne geliyorsa, nasıl ifade edebiliyorsak kendimizi...Duygusal bağlar oluşuyor aramızda, komşuluk geleneğini yaşatıyoruz ve vefayı... Burdan Serin Mavi'nin katkılarıyla Hatim indiren tüm arkadaşların dualarını ALLAH kabul etsin, onlara teşekkürü borç bilirim.



Uzun bir yazı oldu http://www.donusumkonagi.com/ dan okuduğum bir makaleyide sizinle paylaşmak istiyorum.

Karar Vermek

"Karar verdim" diyor yüksek bir sesle. "Küçük bir an bile olsa kendim için harcayacağım. İçimden geçenleri kısıtlamadan, kim ne der diye düşünmeden yaşayacağım". Meraklı bakışlar süzüyor hareketlerini. Yüzünde ki yorgunluğu, içinde kopan fırtınayı biraz olsun anlayabiliyorsun. "Hadi" diyorsun sende destek vermek için ona. Vazgeçme bu defa ve git arkana bakmadan kendin için yaşa aklındaki tüm olumsuzlukları çıkar koy bir tarafa. Git yüzündeki keder dağılsın, içindeki sıkıntılar bir an olsun kaybolup gitsin. Üzerine yüklenmiş sorumluluklar yüzünden her insan yaşamaz mı bu durumu. Ne kadar dayanabilir ki. Bir gün mutlaka bir yerde patlak veriyor. Sıkılıyor insan aynı düzeni yaşamaktan aynı işleri yapıp aynı konulardan konuşmaktan. Başa sarıp filmi tekrar tekrar seyretmek gibi bir hal alıyor sonunda. Değişiklik istiyor hayat zaman zaman. Bu bazen bir saatlik bir uyku, bazen uzun süren bir yolculuk, bazen sessiz bir ortamda kendini dinlemek oluyor... Karar vermek işte bu durumda önemli olan. Karartmak gözünü. Ne istediğini bilmek ve uygulamak. Hayatı hoyratça kullanmak yerine akılcı davranmak. Bazen her şeyi bir kenara bırakıp kendinle kalmak. Zamanı geldiğinde kalabalıklara karışmak. Bazen kitabınla, bazen sevdiğinin sıcacık bakışlarıyla, bazen huzur veren melodilerle, bazen uzun yürüyüşlerle kendine vakit ayırmayı, içine keder bırakan durumlardan bu şekilde kurtulmayı bilmeli. Kendi için yaşamalı insan bazen. Dünyadaki tek varlık kendisi gibi davranmalı. Bencil olmalı. Doğru zamanı bulduğunda yapmalı. O yüzündeki yorgunluğu alacak kararı vermeli. İşte şimdi vakti geldi… Hadi korkma ver kararını. İstersen karar vermek olsun adı istersen bir kaçış. Hadi korkma kaybetmeyeceksin. Çünkü dünyadaki hiçbir şey senden değerli değil.

20 yorum:

Delfina ; dedi ki...

soficim, ilk önce resmi görünce ödüm koptu,eyvah birşey mi oldu diye...

bu gelgitleri hepimiz yaşıyoruz canım,önemli olan sonunda aydınlık günlerin de bizi bekliyor olabildiğine inanmak...sen buna inanıyorsun ya ne mutlu sana...

evde uzun uzun keyif yapmak biz çalışanlara iyi gelmez,alışmışız yogun tempoya,kaybolmaya boğulmaya..sorumluluklarımız rahat bırakmaz bizi...

güzel günlerin sana umdugundan da fazla mutluluk getirmesini diliyorum canım...

Adsız dedi ki...

Sevgili Sofi, icindeki umudu hissetmek cok guzel, bir bitis olmadan yeni bir seye baslamak mumkun olmuyor cogu zaman zaten:)
Vicdanin rahat ve hic arkana donup bakmayacagini hissediyorsan en guzelini yapmissin :) Seni civil civil, istedigini ozgurce yapabilecegin kocaman bir hayat bekliyor :)) Doya doya yasa ve tadini cikart bu guzelim hayatin, cunki sadece bir tane var elinde :))
Kucak dolusu sevgiler :))

gülçin dedi ki...

hayırlı olsun soficim, senin adına sevindim. keyfini çıkar :)

sevgiler

david santos dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
sofi dedi ki...

Sevgili İşitme Kaybı, Sevgili Moonsun, Sevgili Gülçin, beni anladığınız için, duygularımı paylaştığınız için kocaman teşekkürler, inşallah herşey iyi gelişir, hayat mucizelerle dolu değilmidir?

meleginmarifetleri dedi ki...

soficim kararın eğer sen istiyorsan çok güzel dediğin gibi bu şekilde a sosyal bir hayat yaşamak da çok zor birşey hayatı dolu dolu yaşamak lazım ama tabiiki şartlar buna her zaman elvermiyor inşallah istediğin gibi bir yaşam sürersin sevgilerimle canım hoşçakal

sofi dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Soficim bana da gel git oluyor bazen herşeyden bööğğk gelsede evimde bir çiçek filiz verince yada tv da seda sayan türü şeylerde acıları izleyince ohh be diyor şükrediyorum beterin beteri var yawrus. Önemli olan geller olsun ama tez gitler olsun birtanesi.
bu arada david santos denen adam anlasada anlamasada herkese aynı şeyi yazıyor spamcı abi aklında olsun balım. Güzel ve huzurlu günler senin olsun canım

sofi dedi ki...

Eda'cım sağol uyardığın için, sildim hemen!

evimi özledim be Eda'cım, biraz dinlenip, ancak yakın çevremde olursa çalışacağım, Maslak trafiği beni delirtti.Sevgiler...

renkler dedi ki...

Canım, inan çok sevindim ve seni destekliyorum. Aslında normal olarak çalışma taraftarı biriyim ama anlattıklarına baktım: 6 gün yoğun tempo iş, üstelik 15 yıl boyunca. O nedenle bence doğru bir karar verdin. Bize ait bir hayat da olmalı. Daha rahat şartlarda çalışan ve 5-6 yıldır filan çalışan biri olsaydın yine kararına saygı duyar ama çok da onaylamazdım içimden. Çok çok mutlu ol. Bir gün ben de bu kararı veririm belki. Ama şimdi değil, en azından bir beş sene sanmam. Allah yardım eder de bu tempo ve şartlarda götürürüm işimi... Allah hepimize hayırlısını versin.

sofi dedi ki...

Canım, sağol Renkler'cim, tükendim, nefes almam lazım, ALLAH Kerimdir, umarım hepimiz güzel şeyler görürüz...

Adsız dedi ki...

verdiğiniz kararlar hakkınızda hayırlı olanları getirsin. Bu yorgunluk gelip gecici bir şey değil dediğin gibi 15 yıl dile kolay. bu dönem senin için eglenceli gececeğe benziyor. Artık neler göreceğiz kim bilir güzel blogunda.

sofi dedi ki...

Hatice'cim inşallah öyle olur,yazar dururum artık:))

ZRPNDT dedi ki...

Sofi merhaba...Kararın inşaallah sen ve ailen hakkında hayırlı olur. Hayat çok zor bu cümleyi kurarken bile bir kaç kez derin nefes alıyorum inan....Vefat haberine çok üzüldüm hiçbilmediğim bir blogtu :( Allah rahmet eylesin

Admin dedi ki...

Merhaba,
Esra ya bir kezde sizin sitenizde Rahmetle aniyorum, mekani cennet olsun.

Evet Soficim, beni bu siteye ceken buydu iste, hissediyordum benim yasantimin bir benzerine sahip biri olmali diye dusunmustum.
Ben iyi bilirim bu BITTI nin arkasinda yeni bir atak, yeni bir mucadele baslangici oldugunu.
Bir BITTI sozumun ardindan 3 ay icinde iki cocugumun ve kendimin cok zor olan pasaport islemlerini hazirlayip,ONDAN SONRA 11 yillik patronumun karsisina gecip ben 15 gune kadar gidiyorum dedim.
Senin adina cok mutlu oldum, bu rutin hayatina renk verdigin icin. Keske yurdumdaki bir cok kadinim bunu gerceklestirebilse.
Bir kez daha kutlar, onunde gelecek olan gunlerin sana istedigin tum guzellikleri getirmesini Allah tan dilerim tatlim, kocaman sevgiler ve selamlar.

sofi dedi ki...

FZ, ben şu davıd santos da kimmiş diye ararken siteni keşfettim ve okuduğumda kendime yakın hissedip listeme alıverdim, yorumun için sağol, hayat zor biliyorum, baktın gemi yükü taşıyamıyor, kızağa çekeceksin, yenilensin, yeniden enginlerde yüzebilsin...Sevgiler.

sofi dedi ki...

Dantelcim, canım, bende çok istedim çocuklarla yurtdışına gitmeyi olmadı, kısmet değilmiş, burda didindim durdum, ellerine ekmeklerini de verdim, artık desteksiz durabilecek durumdalar, tabiki yine hep yanlarındayım, en büyük ödül onların farkında olup takdir etmeleri.Bende hep sana özeniyordum, yeteneklerini keşfetmen, sabırla üretmen inşallah bende yapabilirim.Bitti, bilinmeze yelken açmaktır ama seçimimizdir, belkide kaderimiz. İçten sevgilerimi gönderirken sana da uzun, sağlıklı, keyifli bir yaşam diliyorum.

La Madame Chapeau dedi ki...

Merhaba Sofi :)

Technorati olmasa, Cihannuma'dan haberim olmayacaktı... Tabii senin beni tanıdığından da haberim olmayacaktı :) İlk defa gerçekten şaşırdım :) Şaşırmama da şaşırdım; ama iyi oldu... Uzun zamandır bir şeylere şaşırma duygusundan mahrum kalmıştım :)

Bazen soluk almak gerekir... Bazen bu gerekliliğin farkına varamaz kişi... Yaşam bir şeyleri boğazına düğümler; ama ne olduğunu anlayamadan biter zaman...

Sen, senin boğazına neyin düğüm olduğunu farketmişsin. Farkındalık, zamanımızın en büyük nimeti...

Kendine ayıracağın günlerin güzellikle bezensin :)

Sevgiler...
Banu

sofi dedi ki...

Sevgili Bal, ben senin eve sık sık, sessizce uğruyordum, yazılarını, ifade şeklini öyle sevdimki,görünmez misafirindim, ikramlar süper nasıl vazgeçilirki!Hiç olaya farkındalık açısından bakmamıştım, haklısın, ben fark ediyorumda, daha çocuklarım ve erkek kardeşim dışında bir sizler biliyorsunuz, başkalarına anlatmak zor neyse deneyeceğiz.Sevgiyle kal hoşgeldin.

La Madame Chapeau dedi ki...

Hoş buldum Sofi :) Geç kalsam da sen de hoş geldin :)

"Başkaları"nı bazen boşvermek gerek... "Kendine", keyfine bak sen :)

Sevgiler...