6 Ocak 2008 Pazar

Dostluğun Resmi

Solda Meral abla, sağda annem ve 40 yıllık bir dostluk sınır tanımayan, 63 yaşlarına girdiklerinde yine beraberdiler yıllar sonra ve paylaşılacak nekadar çok şey birikmişti...
Meliha, kardeşim Şükrü ve portakal rengi Sofi...

Jet hızıyla geçen bir hafta yaşadım.30'unda işi bıraktım, dizüstümle vedalaştım, patronum hala inanamıyordu gittiğime, müşterilerde öyle ama bende garip bir sakinlik vardı, vedalaştım ve çok özlediğim evime döndüm.31'i alışveriş, yemek telaşı, akşamı yılbaşı motorcu uyandırmasaydı uyuyarak girecektim yılbaşına, hemen kalktım, oğlumun arkadaşı Sercan da bizdeydi, ışıklar, narlar, sular derken pat 2008'e geçtik.
Hollanda'dan misafirlerimiz geldi, birbirimizin yeni hallerine alıştık önce ve zamanın yarattığı boşlukları doldurmak istercesine okadar çok sohbet ettikki ben günleri şaşırdım.Dün Mısır çarşısı, Sultanahmet dolaştık., onlar nasıl ilgiyle sevgiyle izliyorlarsa herşeyi farkında olmadan bende öyle baktığımı gördüm ve kendim için söylenecek tek sözü buldum, kazan altında kalmışım! Uzun zamandır göremediğim bu yerlere alık alık baktım, ben iş saatinde dışarda dolaşıyordum aaa hayret ve garip bir o kadarda keyifli...
Dostluk bu galiba, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin bıraktığın yerden devam edebiliyorsun.Meliha, psikiyatrist, orda genelde Türk'lerin problemleriyle ilgileniyor, anlattıklarından yurtdışında yaşamanın hiçte kolay olmadığını, uyum sağlamanın, dil öğrenmenin, oranın kültürüne ve şartlarına alışmak insanları oldukça zorladığını anladım.
Konuşmalarımızın satır aralarını okuduğumda vatan özlemi görüyordum, kendilerini oraya ait hissetmiyorlardı ama dönmekte istemiyorlardı, burda bir evleri olsun özledikçe gelsinler, sonra geri dönsünlerdi buldukları yol, yani iki arada bir derede yaşam, olsun oda bir çözümdü.Meliha ona gitmemi çok istiyor, bileti, davetiyeyi hallederim deyip durdu, olurmu olur, aklım eserse gidiveririm ben artık özgürüm ya...

17 yorum:

Moonish (moonsun) dedi ki...

Sevdiklerine kavusmussun ya sevgili Sofi ne guzel :))
Cok zor sevgili Sofi, baska bir kulture ait olmaya calisarak baska bir kulturu yasamaya calismak :((
Zor ama bazen mecbur hissediyor insan kendini...
Bence hic dusunmeden git sevgili Sofi, bu degisiklik sana ilac gibi gelecek, yenilenmis hissedeceksin kendini :))

kedi dedi ki...

Kesinlikle git tabi Soficim yaaa!
Bırak bu özgür kız ayaklarını ayrıca,durduğun kabahat.
Ne demiş ünlü düşünür BiyoDartalDenyus:
"HAYAT KISA,İYİ YAŞA"
:))))))))))

Admin dedi ki...

SOFICIM RESIME BAKTIMDA YUZUNDEN GULUCUKLER HIC EKSIK OLMASIN CANIM.
YAZDIKLARIN O KADAR BENI ILGILENDIRIYORKI AMA BANA SOYLEYECEK TEK CUMLE BIRAKMAMISIN, BU DUYGULARI YASADIGIN ICIN COK GUZEL IFADE ETMISIN, BEN SU MESAI SAATLERINDE DISARIDA KENDINI GEZERKEN BULMANA COK GULDUM, KANADA YA YENI GELDIGIMDE BIR BOSLUK HISSEDIYORDUM SUREKLI, O COK GARIP BIR DUYGUDUR IYI BILIRIM.
CANIM YENI YILDA DA BU GUZEL YAZILARINI OKUMAK BUYUK BIR ZEVK,
COK GUZEL BIR HAFTA DILERIM SEVGILERIMLE...

Damak Tadı dedi ki...

Sevgili Sofi,
Bu tür dostlukların oluşabilmesi ne kadar güzel..Günümüzdeki dostluklarda keşke böyle olabilseler..Seni ve anneciğini görmek çok güzeldi..Umarım ev hayatına çabuk adapte olup iş hayatını fazla aramazsın..Bende evde olmayı çok istiyorumm..))
Hollanda'ya gitmeni öneririm.Senin için güzel bir değişiklik ve seyahat olacağından eminim..
Yeni yılın tekrardan sana bu tür güzellikleri dolu dolu yaşatması dileğiyle..

Sevgiler

Adsız dedi ki...

maşallah yeni yıl senin için süper başlamış bu güzellikler hiç eksik olmasın bencede git, gitki neden soruları gelmesi daha sonra...... bu arada annen ve Meral ablana maşallah nerde 40 yıllık dost helal olsun valla, Allah uzun ömürler versin
www.elimkolum.com

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Yeni yıla özgür girdin demek. Artık bolca turta pişirilecek ve yapılamayan ne varsa yapılacak. Ne güzel. Tabii gitmek lazım. Sana şimdiden iyi yolculuklar dilerim ve de mutlu ve özgür yıllar.:)

sofi dedi ki...

Moonsun'cım, gitmeyi ciddi ciddi düşünüyorum, ailemde destekliyor, ilk önce bir pasaportumu çıkartayım ondan sonrası ALLAH kerim.Özledim sizleri, bir haftadır doğru düzgün giremedim bloglara, güzel bir hengame içindeydik.Kocaman öptüm...

sofi dedi ki...

BiyoDartalDenyus, sen dersinde ben gitmemmi filozofum, hayat kısa, gittikçede kısalıyor, yaşamaya bakıcaz tabii, bir de öğrenebilsem!

sofi dedi ki...

Hatice'cim, Meral abla'yı duyan seneler önce bu sokaktan taşınmış komşularımız bile aradılar görüştüler, bana sanki hani ununu eleyip eleği asarsınya, artık yaşamını yeniden gözden geçirirsin ve acaba onların eleğinden neler döküldü diye merak edersin ya, demek insanlar o yaşlarda ve gurbette buna eklenince yeniden görmek istiyor sevdiklerini, belki bizde öyle oluruz bilmem ki.
Evde daha yeniyim, bol temizlik, bol yemek gidiyorum hayırlısı bakalım, Kocamaaaan sevgiler...

sofi dedi ki...

Sevgili Damak tadı, günümüzde böyle dostlukları yakalamak zor, bulunca sıkı sıkı sarılmak lazım ama yaşadığımız dönem insanları bireysel, yalnız, güvensiz kişiler haline getiriyor ve iş temposundan o kadarçok şeyi kaçırıyorsun ki, tellaffi edilemiyor.
İş hyatını arayacağımı sanmıyorum, yeterki maddi anlamda sıkıntıya düşmeyeyim, bloke olmuş bir yaşmı sürüklemekten tıkanmıştım.Çevremde bir çok insanında aynı kararı almış olmasıda bana ilginç geldi, İstanbul stresi, trafiği tüketiyor insanı, ya emekli olmayı, yada kendilerine daha fazla zaman ayıracakları işlere geçiyorlar, zaman garip zaman.Seninde herşey gönlünce olsun ve en başta hayırlısı, sevgileer...

Öykücü dedi ki...

Ne kadar güzel gülmüşsün ya:))Çok içten.Çok da yakışmış tabi:)

Çalışmak da güzel çalışmamak da.En güzeli insanın seçim yapabilme şansı olabilmesi..

Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Soficim gözlerinin içi gülüyor renkli kadın sanatsal pjamana da bayıldım ee gözüm detaylarda bilirsin sen beni. Ayrıca dostluğu nede güzel kaleme almışsın.Anneciğinin ellerinden senin de gülen yüzünden öperim kuzu. Her zaman dostluklarımızın annenlerinki gibi uzun sürmesi dileğiyle

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

bu sabah aklımdan geçiyordun, ses soluk çıkmıyor bu Sofi'den işi bıraktı, yoksa bizi de mi bıraktı diye düşünüyordum. Posta kutumu açar açmaz mesajını gördüm. Önce kendi blogumdaki yorumuna cevap yazdım. Şimdi de buraya geldim. Resmin çok şeker. Portakal şekeri diyebilir miyim sana?

Gez Sofi'cim gez, iş saatlerinde İstanbul'un tadı bir başka çıkıyor. Ama gördüklerini yaz ki biz de hayal kuralım.

Sevgiler

Sem dedi ki...

Sofi'ciğim, portakal rengi, güler yüzüne çok yakışmış. İşe gitmediğin bu günlerin keyfini doya doya çıkar; ki bundan hiç şüphem yok:)) Dostluklarının hep böyle uzun solukla olması dileğiyle, sevgiler.

Adsız dedi ki...

SEVGİLİ FİGO ABLACIM NERE GİDİYON BEE .. İŞİ BIRAKTIN HİÇ ARKANA BİLE BAKMIYOSUN BİDE KORAYA DERDİN HİÇ ARAYIP SORMUYOSUN DİYEE , SANKİ SEN ARIYOSUN NEYSE ARARSAN SEVİNİRİM ..HAKAN

Enes dedi ki...

Aaa portakal renkli Sofi de yorum yapmış. (:

etki alanı dedi ki...

Hangi duygular içinde olduğunu tahmin edebiliyorum Sofi...Çünkü aynı tarihlerde ben de işi bıraktım.Şu anda ben de boştayım..Yeni bir iş için arayıştayım.
Ama şunu söylemeliyim ki,yazılarındaki sıcaklık,tahmin ettiğim bir yüzle karşılaştırdı beni.Sımsıcak enerji veriyorsun arkadaşım..Lütfen benim içinde dolaş ve blogta paylaş...
Sevgiyle kucaklıyorum seni...
TüTü